21 Ağustos 2009 Cuma

Geceye ithafhen

Şimdi ben,
Bana deliksiz uykular ve tatlı rüyalar vaat etmeyen bu adi geceye,
Boğuk bulutların gökyüzünü istila ettiği, bu esintisiz sıcak geceye,
Televizyon kanallarında, çizgi film çağımızdan kalma bayat dizilerin Ve
Altmışlı yılların Ayhan Işık’lı siyah-beyaz filmlerin döndüğü
Bu küf kokan geceye,
Yarına dair her türlü hoş beklentinin boş olduğunu bildiğim
Bu yitik geceye,
Umut denen cellâdın karanlıkta pusuya yattığı bu işbirlikçi geceye,
Çektirdiği acılardan sıkıldığım bu her şeyin bokunu çıkaran geceye,
En sevdiğim müziklerin bile başıma sancılar sapladığı bu ibne geceye,
Eskiyi özletmeyi beceren;
Belki dünü, belki iki gün öncesini, belki dört yıl öncesini…
Beraber gülmeyi başardığımız,
Gerçeği arama kaygısından uzakta ama yalansız huzuru bulduğumuz,
Henüz insan olduğumuz, henüz hayvanlaşmadığımız günleri özleten
Bu bunamış geceye,
Ağzımdaki, aklımdaki pisliği tükürmeye çalışırken sayfaya
Karşımda şekillenen kirli dandik görüntülerle benle alay eden
Bu orospu çocuğu geceye
Aklımdan geçen küfürleri yağdırmaya devam edersem
Hak etmediği iltifatları yağdırmayı denersem
Bu yazdıklarımı ona ithaf edersem
Bu gecenin dünden farkı ne olur?
Ne değişir?
Kim bilir, kim okur ve kim anlar?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder