25 Ağustos 2009 Salı

alfabemizde 28 harf kaldı; o çoktan öldü

Siz iyisi mi o’nu siktir edin!
Ruhu bile duymaz o’nun
Salağın tekidir gerçekten
Aptalın en önde gideni, bayrak taşıyanı, kendini taşlayanı
Kendiyle taşak geçeni hatta!
O, sevmeyi bilmez, sevilmeyi de beceremez
Küçük şirinliklerle sevdiremez kendini,
O, aşktan da anlamaz, kafası basmaz bu tür alengirli işlere
Diyorum ya, salağın tekidir o!
Mutluluk mu?
Yanından bile geçemez
Mutluluğu görse tanıyamaz, anlayamaz, yaşayamaz
Ruhu yetmez tüm bunlar için
Acı çektiğini bilirim sadece
Bana anlatır durur tüm bu ilkokul zırvalıklarını
Evet ilkokul!
Geçmişinden bahseder sürekli
Çok özlemişmiş öncesini
İnsan olmadığının henüz farkına varmadığı eski bir zamanı anlatır durur
Birkaç yıl öncesi der, çok değil birkaç yıl öncesi
Belki beş belki altı, bilmiyorum işte
Mastürbasyon yaptıktan sonra, kendini aile reisi gibi hissettiği eski günlermiş
Üç saniyeliğine göz göze geldiği her kıza âşık olabildiği günlermiş
Utanıp sıkılmadan ailesiyle aynı odayı paylaştığı günlermiş
Aldığı, aslında öğretmenlerin verdiği kötü notlarına ağladığı günlermiş
Ağlayabildiği günlermiş, annesinin yanında ağlayabildiği günlermiş
Babasının yanında, babasından dayak yedikten sonra,
Kardeşi hastalanıp yataklara düştüğü zaman, serumlarına bakıp ağladığı günlermiş
Bayram sabahları ailece erken kalktıkları günlermiş
Gülebildikleri günlermiş
Miş miş miş miş
Siktiğim bir miş’tir gidiyor!
Diyorum ya, ruhu kartlaşmış bir bebektir o!
Kafasına saksı mı düşmüş neymiş, o zaman başlamış her bok
O bok der tüm olan bitenler için
Kendi için, sokak için, bina için, yazılanlar ve konuşulanlar için
Diyorum ya, su katılmamış bir şapşaldır o!
İnsan hiç kendine bok der mi?
Ben demem şahsen
Kendine küfür atan birinin hayattan ne beklentisi olabilir ki
Hayır, hayır
Sırf kendini aşağıladığı için söylemiyorum bunu
Anlattığı çok şey var
Başka anlatacak yokmuş gibi gelip kafamı şişler
Beynimi deşer
Belki de yoktur anlatacak
Belki de anlatılacak kadar somut değildir
Cümleler eksik kalıyordur belki; olabilir
Çünkü geçenlerde böyle bi şeyler de zırvalamıştı
Müzik dinliyorduk
Düşünüyordu yine
O düşünürken ben o’nu dinliyordum
Konuşamıyorum diyordu, kızıyordu bunun için kendine
Bana bile küfür atar oldu
Çok mızmızlanıyormuşum, adam akıllı dinlemiyor muşum o’nu
Bir gün çekip gidersem, biliyorum ki sik gibi kalır ortada
Pencereden atlar, otobüslerin altına atlar, ekmek bıçağıyla bileklerini keser
Yok, hayır, haplarla intihar edemez; ilaç alacak parası yok züğürttün
Gerçi pek intiharı düşünmüyor, anlam veremediğim
-ki bence o bile anlam veremiyor
Bir mücadeleden bahsediyor sürekli
Ama neyse, ondan her şey beklenir, ölmüş bile olabilir şu sıralar
Pek konuşmuyor benimle de, yemek yemiyor, su içmiyor,
Nefes desen, ara ara göğsü inip kalkıyor ya hala nefes alıyordur
Herkesin en son vazgeçeceği şey nefestir!
Evet, evet bunu da o söylemişti; böyle tuhaf, salakça cümleler kurmayı seviyor
Kafasında kuruyor her şeyi
Diyorum ya, sünger beyinli bir ruh hastasıdır o!
Ruhu, bir kamyon dolusu kamyoncu tarafından tecavüze uğramış sanki
Sırayla, sonra beraber grup olarak gidip gelen kamyoncular içinde
Ruhunda derin bir boşluk bırakmışlar sanki
Dolmayan bir boşluk, karanlık bazen, yankı yapmayan bir boşluk
Etten değil, duvardan değil
Ben de bilmiyorum ne olduğunu
Bir boşlukmuş her şey
Gittikçe genişleyen bir boşluk
Tüm geçmişini içine emen bir boşluk
Kendini sindiren bir boşluk
Falan feşmekân!
Anlayamıyorum bu şifreli laflarını
Artık yardım da edemiyorum o’na
Önceden hallederdik aramızda
Anlaşırdık uykuya dalmadan önce
Ama artık yok; dinlemiyor bile beni
Ben de uğraşmak istemiyorum artık
Yeterince dokundum o’na, yeterince
Kimsenin tahammül edemeyeceği kadar dinledim o’nun o boktan sızlanmalarını
Anlamadım kimi zaman, ama anlamış gibi yaptım yalnız hissetmesin diye
Buna rağmen, “mutlak bir yalnızlık” der durur
Beni bile reddeder oldu!
Diyorum ya, kıymet bilmez ibnenin tekidir o!
Diyorum ya, ayrıntıları kendine sokan fetişisttin tekidir o!
O kadar çok şey var ki, düşünmemesi gereken
Bir kafa dolusu gereksiz düşünce istiflemiş aklının çatı katına
Geri dönüşümü olmayan çöplerle doldurmuş kendini
Kokuşmuş,
Ve korkutup kaçırmış etrafında kim varsa
Kim ister ki, geçtiği sokaklara çöp suyu akıtan bir çöp arabasını
Diyorum ya, çöp evinde yaşayan tımarhanelik ihtiyarın tekidir o!
Sevmiş, acı çekmiş
Gülememiş doğru dürüst, ağlayamamış bile
Korkmuş, dağa kaçmış
Yanmış sönmüş kül olmuş
Balta kesmiş, inek sikmiş
Çobanlar ardına vermiş
Çobanların hepsi, okuma-yazma bile bilmeden üniversite kazanmış
Mış mış mış…
Mışıl mışıl uyumak istiyor sonsuza kadar
Sonu olmayan bir zaman dilimi içinde
Ama gözlerini hiç açmamak üzere kapatmadan önce
Kuruluklarını gidermek için ağlamak istiyor
Birazcık sadece, yağlamak için göz kapaklarını
Yağlamak için ruhunu

Ama boş verin,
Siz iyisi mi o’nu siktir edin!
Kendi çöplüğünde bırakın o'nu
Diyorum ya, eski bir zamanda ölmüş zombinin tekidir o!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder