29 Eylül 2009 Salı

hem yumuşak hem hesaplı

sigarayı hızla yere fırlattım
aynı hızla çektiğim son dumanı da üflemiş oldum
ve kaldırım kenarında, arabaların olmadığı bi vakitte yürüyordum
yolun solunda "7/24" yanmaktan usanmamış
ışıklı bankamatik tabelasını gördüm
içindeyse, satması gereken medillerini yere bırakmış bi çocuk
atari salonundaymış gibi rastgele ve hevesle,
ona bi bok kazandırmayacak tuşlara basıyordu
çelik kasasında yalnızca
"hak eden"ler için milyonları ihtiva eden bu makinalarla
kimse level atlayamazdı zaten
yanına gittim
ne yapıyorsun, dedim
hiç, dedi
yaptığı şeyin bir hiç olduğunun farkındaydı
bak, dedim
sustum
devamını getirmeye gerek yoktu
çünkü işe yaramayacaktı
o çocuk çalışıp adam olmazdı
mendil satmaktan kurtarmayacaktı onu söylediklerim
ona bi fayda sağlamayacak okulunun masrafları için
ailesine fayda sağlamaya devam edecekti
şimdi yazdı, geceler serin olurdu, hatta sıcak
bunun kışı da vardı
önümüz sonbahardı
sonrası kış
suratıma bakıyordu kızar mıyım diye
yerdeki mendil poşetini aldı
tam çıkıp gidecekken dur dedim
cebimdeki son parayı
son beş lirayı
bi dahaki para gelişene kadar
beni idare edecek bi paket sigara parasını çıkartıp ona uzattım
mendil mi alacaksın dedi
yok, dedim, gerek yok
al dedim
fazla tereddüt etmeden aldı
sağ ol abi, dedi
siktir et, dedim, önemli değil şimdi
sigara içer misin, dedim
he, dedi
son sigaralarımdan birini çıkartıp verdim
çakmağımla yaktım
içine çekmeden üfledi dumanı
gülüyordu
ben de gülümsedim
toplumsal standartlara göre ya da sosyal, hukuksal
artık her ne boksa
sigara içmek için yaşı hayli küçüktü
belki daha on sene beklemeliydi
evet yaşı küçüktü
gecenin bi yarısı sokaklarda mendil satmak için de küçüktü
o kanser yapan şeyden içmek için de!
ama
kapıyı açtım, ilk önce o çıktı
doğru dürüst içmesini bilmediği sigarayı tüttürürken
karşı kaldırıma geçiyordu
elini kaldırdı sigara ağzındayken
elimi kaldırdım sadece

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder