28 Kasım 2009 Cumartesi

...

tepesinde bulutların döndüğü
yağmurlu günlerde paratonerine boyuna yıldırım yiyen
o uzun, geniş camekanlı ve parlak
ve tekrar tekrar uzun gökdelenlerin
delik deşik ettiği bir gökyüzünün altında
aynı sokakların daha dar ve çıkmaz olanlarında
hızla akan farların tam kenarında
dallanan, içe içe geçen ve kaybolan
hayat,
ışığın tenezzül etmediği kıvrımlarda
ölüyor hala

26 Kasım 2009 Perşembe

karantina

k k g b
e ı ü u
n ç l
d ı ü g
i m y e
a o c
r e
u .
m .
.

5 Kasım 2009 Perşembe

ödlek

seni sakladığını sandığın hiçbir yer;
üç-dört günlük çorabınla kıvrıldığın soğuk yatağın
tek gözü çalışan bir elektrik ocağının
daha yaşanılır bir hale getirmek için çabaladığı odan
yağmurun sigaranı söndürmemesi için altına saklandığın saçaklar
altında zıkkımlandığın saçaklar
sağnak yağışlı bir günde
gök gürültülü bir günde
ve birbirinin aynı bütün günlerde
ağzına götürdüğün çorba dolu çorba kaşıkları
su dolu su bardakları
deliğine sıçtığın tuvalet
kısasa kısas deyip ağzına sıçan uykular
her şey karşılıklı deyip ağzına sıçan alarmlar
konuşmak için yapılan gereksiz konuşmalar
ayakta sıkılmamak için girişilen ayaküstü dostluklar
günler ve geceler
saatler ve dakikalar
hepsi aynı
senin bu bok kokan ödlekliğin karşısında
senin bu sümüklü ödlekliğin karşısında hepsi kayıtsız
seni sakladığını sandığın hiçbir yer
bütün hiçbir yerler gibi sığabileceğin kadar büyük değil
ve kıçın, başın, ayakların
sıkışmışken
çocukluğundan kalma 55 ekran kolilerde
vakit kaybedersin ancak, sondan kazanmak için
bir bakıma
küçük bir bakıma